Çocuklar Oruç Tutmalı Mı?
Son günlerde pek çok aileden duyduğumuz soruyu Çocuk ve Genç Psikoterapisti Psikolog Serpil İLHAN yanıtlıyor. Çocuklar Oruç Tutmalı mı? Tabi ki bu sorunun yanıtı tıbbi açıdan, dini açıdan ve psikolojik açıdan farklılıklar gösterecektir. Psikolog Serpil İLHAN soruyu psikolojik açıdan uygunluğu konusunda yanıtlıyor. Çocuklar genellikle Ramazan ayında çevrelerinden ya da ailelerinden örnek alarak oruç tutmaya heveslenebilirler. Çocukların heveslerini kırmadan ve en önemlisi sağlıklarını bozmadan onlara orucu anlatmak gerekir. Bu ayda ailelerin çocuklara karşı tutumları nasıl olmalı?
Ramazan ayının heyecanını aileler ile birlikte çocuklarda yaşar. Ramazan ayı çocuklara bazı sorumlulukları, güzellikleri öğretirken bir taraftan da çocukların psikolojisini olumsuz etkilememek için çok dikkat edilmesi gereken bir aydır. Çocuklar henüz somut düşünme döneminde oldukları için onlara soyut kavramlardan bahsederek orucu anlatmak ve zorla oruç tutturmak, tutmadığı zamanlarda günaha gireceği mesajını vermek, çocukların psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilir.
Çocuğun psikolojisini olumsuz yönde etkileyebilecek mesajlar bazen aile büyükleri tarafından değil, televizyonlarda yayınlanan programlarda verebiliyor. O yüzden çocukların gelişim süreçlerini olumsuz etkileyecek programları aile olarak dikkatle takip etmemiz gerekiyor. Bir örneği geçen sene televizyonda çocuk programı tarafından yayınlanmıştı. Bu tarz programların videoları hala internette yayınlanmaya devam ediyor. Kısaca orucu olumsuz şekilde konu alan 'Arthur' adlı çizgi filmden bahsetmek istiyorum.
Çocuk çizgi filmde ‘’oruç tutmak yemek yemek kadar kolay ‘’ sözleri ile oruç tutmaya başlıyor. Fakat çocuk yaşı gereği bir süre geçtikten sonra dayanmakta zorlanır ve zamanın çabuk geçmesi için televizyonu açar ve yemek programları görür. Daha sonra kitap okumaya başlar. kitaplarda da yemek resimleri ile karşılaşınca kitabı da yarıda bırakır. Daha sonra arkadaşlarının yanına gitmeye karar verir ve arkadaşları oruç değildir. Onlar pizza yerken canı çok fazla ister ve dayanamaz bir dilim pizza ile orucunu bozar. Daha sonra gökyüzünden bir melek iner ve orucunu nasıl bozarsın? Sen yüz karasısın şeklinde çocuğu küçük düşürür. Çocuğun arkadaşları da dalga geçerek yapamayacağını biliyorduk şeklinde alay ederler. Bu durumdan suçluluk duyan çocuk ailesi ile konuşma kararı alır. Annesi ve büyükannesi durumu; orucun amacının günahlardan arınmak olduğunu cümleleri ile toplamaya çalışsalar da çocuk kendini suçlu, işe yaramaz, günah işlemiş hisseder. Bu programın ve benzerlerinin çocuğa vereceği mesaj suçluluk duygusudur.
Ebeveynler bu ayda çocuklara yaklaşım tarzlarının nasıl olması gerektiği konusunda ikilemde kalabiliyor. Çocuğa yaşının kaldıramayacağı sorumluluk ve suçluluk duygusu farkında olmadan aşılanabiliyor. Çocuklar bazı ortamlarda oruç tutmadığı için küçük düşürülebiliyor. Oysa çocukların ergenlik dönemine kadar oruç tutmaları dine göre farz değildir. Ergenliğe kadar devam eden bu süreçte çocuklar çevrenin etkisi ile bu uygulamaya heveslenebilirler. Bu sürecin bir parçası olmak isteyebilirler. Ramazan ayının yaz aylarına denk gelmesi ile birlikte çocukların gerçek anlamda oruç tutmalarını beklemek ya da aile olarak buna izin vermek çocukların sağlıkları açısından sakıncalıdır.
Çocukların metabolizması erişkinlerden tamamen farklıdır. Büyümeye programlı bir metabolizmaya sahip olan çocukların temel besin elementlerini özellikle vitaminlerini dengeli bir şekilde almaları gerekir. Ayrıca yaz okulları ya da farklı kurs alan çocukların zihin yeteneklerinin azalmaması ve aktif olarak derse katılımlarının sağlanabilmesi için su ve enerji ihtiyaçlarının karşılanması şarttır. Bu durumdaki çocukların başarılarının azalmaması, olumsuz etkilenmemesi için oruç tutmamaları tavsiye edilir. Aksi durumda dikkat eksikliği, sinirlilik, huysuzluk, unutkanlık, baş dönmesi, göz kararması, idrar azalması, çarpıntı ve aşırı uyuklama şikayetleri gelişebilir.
Dini gerekçeleri öne sürerek çocukların gün boyu beslenmelerini durdurmak gerçekten çocukların sağlığını olumsuz yönde etkileyecektir. Dolayısıyla çocuklar sadece kendilerine çok ilginç gelen bir uygulamayı merak etmiş ve kendileri de denemek istemişlerse, bunu tamamen engellemek yerine onlar için durumu kolaylaştıracak birkaç küçük önlemle hem dinen hem de manevi anlamda orucun amacını ve gereklerini öğrenmelerini sağlamak mümkündür.
Çocuğa sağlıklı bir şekilde bu süreci yaşatmak için çocuk aileyle birlikte eğer kalkabiliyorsa sahura kalkabilir. İftar saatinde ezanın okunmasını heyecanla beklemesi çocuk açısından hoş duygular ve bırakmasını sağlayabilir. Çocuk oruç tutarsa iftara kadar beklemeden öğlen ya da öğleden sonra bir öğün tok tutacak özellikte yemek yemeli. (Etli sebze yemeği, bulgur, ayran, tereyağı, bakliyat gibi). Eğer çocuk dış ortamda fazla duruyor, sportif faaliyetlere dahil oluyorsa bol su içilmeli ve bu şekilde vücudun alışmasına fırsat verilmelidir. O nedenle, mutlaka çocukların gün ortasında yemek yemesi ve bol su içmesi sağlamalıdır.
Ramazan ayını çocuklara açlıktan ölme ayı olarak değil, sevgi dostluk paylaşma ayı olarak öğretin. Psikolojik baskılardan kaçınarak, onların algılayacağı şekilde bazı şeyleri öğrenmesine destek olun. Yaparsa sevap, yapmazsan günah şeklinde çocukta kaygı yaratacak ve uzaklaştıracak cümlelerden kaçının. Özellikle kaygı düzeyi yüksek olan çocuklarda , bu kavramlar takıntı haline getirebilir. Ramazanda yakınlarınızla buluşun ve bol bol çocuklarınızla ailecek gezin. Bu mutlu günler, gelecekte çocuklarınızın en değerli anları olarak hafızalarında canlanacaktır. Herkese mutlu, sağlıklı ramazanlar…
Psikolog Serpil İLHAN
Çocuk ve Genç Psikoloğu
cocukpsikiyatri.org - Ankara
Çocuk psikolojisi ve psikiyatrisi ile ilgili herşey....