ÇOCUĞUM ASOSYAL Mİ?
Çocuklarda Asosyal Davranışlar
Çocuklarda Asosyal Davranışlar Bazen psikiyatrik bir belirti olabildiği kadar bazen de bir mizaç özelliği olabilen çocuklarda asosyallik çocuğun özellikle okul gibi sosyal çevrelerde çocuğun sosyalleşme süreçlerini olumsuz yönde etkileyebilir. Aslında sanılandan oldukça fazla görülen çocuklarda asosyallik ve asosyal davranışlar sıklıkla aileleri kaygılandıracaktır. Çocuk ve Genç Psikoterapisti Psikolog Serpil İLHAN’ ın hazırladığı makalede çocuklarda asosyal davranışların neler olduğunu, çocuklarda asosyal davranışlarda ailelerin nasıl yaklaşması gerektiğini, çocuklarda asosyal davranışlarda ailelerin ne zaman profesyonel destek alması gerektiği bilgilerine ulaşabilirsiniz.
Çocuğun toplum içine girmek istememesi ve insanlarla yeterli bir ilişki içinde bulunamaması asosyallik olarak bilinir. Çocuk gelişiminde arkadaşlık ilişkileri çok önemlidir. Özellikle günümüzde tek çocuk olma, kardeşler arasında yaş farklarının fazla olması ve komşuluk ilişkilerinin azalması gibi etkenlerden dolayı arkadaşlığın gerekliliği daha da arttı.
Arkadaşlık, çocukluk döneminde başlar ama çocukluk döneminin sona ermesiyle bitmez, yaşam boyu devam eden oldukça önemli bir sosyal olgudur. Çocuğun gelecek yaşamında sağlıklı sosyal ilişkiler kurmasının temelleri çocuklukta kurulan arkadaşlıklarla oluşur. Çocuğunuzun asosyal olmasını neden olan başlıca etmenlerden biri de ‘’bağlılık çerçevesi’’ dir. Bu bağlılık çerçevesi içersine öncelik olarak, gereğinden fazla internet ve bilgisayar kullanımı girmektedir.
Asosyalliğin toplumda görülme sıklığı yaklaşık olarak % 25 oranındadır. Bazı genetik etkenler sebep olsa da, çocukluk döneminde alınan eğitimde yapılan ihmaller en büyük etkenlerdendir. Anne ve babanın manevi olarak yokluğu, cezalandırma ve aşağılanma gibi tavırların olması sorunun ortaya çıkışını hızlandırmaktadır. Toplumda eğitim seviyesi düştükçe asosyallik daha fazla yaygın hale gelmektedir. Çevrenin geniş olması demek sosyalliğin sağlanması demek değildir. Kişinin çevresiyle ilişkiyi kaldırabilecek düzeyde olması halinde, sosyallik sağlanabilir.
Çocuğun, asosyal olmasını önleme görevi ise ebeveynlere düşmektedir. Asosyallik eğilimi olan çocuklarda aile yaklaşımı oldukça önem taşır. Aileler bu konuda çocuğun arkadaşları ile birlikte vakit geçirmelerini sağlamalılar. Bunun yanı sıra çocuğunuzun özgüvenini kazanması için çeşitli spor aktivitelerine ve toplumsal faaliyetlere katılmaları için destek olunmalıdır.
İlgi, çocukların sosyal yönünü yok ediyor. Aşırı koruyucu ve kollayıcı tutum sergileyen ebeveynlerin çocukları, ileriki yaşlarda arkadaş edinememe, çekingenlik ve kendini ifade edememe gibi sorunlar yaşıyor. En değerli varlıklarınız çocuklarımız. Onların en iyi yetişmesi için üstün gayretler sarf edip bütün imkânlarımızı zorluyoruz. Ancak, beslenmeden eğitimine kadar her alanda aşırıya kaçmamak gerekiyor.
Çocuklarınızın üst üste saatlerce bilgisayar ve televizyon başında oturmalarına müsaade etmeyin. Bir saatten fazla bilgisayar başında oturmalarını gerektiren bir durum söz konusu ise de (ödev, proje hazırlamak, vb.) onlara bir süre ara vermeleri gerektiğini hatırlatın. Evin içinde kısa bir yürüyüş yapmak bile yaşayabilecekleri fiziksel rahatsızlıkların daha aza indirgenmesine katkıda bulunacaktır.
Günümüzde çocukları teknolojiden soyutlamak mümkün değil; ancak çocukların teknoloji kullanımları belirli denetimlerden geçmeli. (Bunun için ‘’Çocuğum İnternetin Başından Kalkmıyor’’) konulu makalemi okuyabilirsiniz.
Sosyal ilişkilerin azalmasıyla birlikte yalnızlaşan ve asosyal davranışlar göstermeye başlayan çocuklar aile, arkadaş ve yakınlarıyla giderek daha az etkileşimde bulunuyorlar. Sosyal etkileşimleri azalan çocuklarda çoğu zaman özgüvenle ilgili problemler oluşur. Müdahale edilmezse zamanla çocuk daha fazla içine kapanır. Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre, ergenler günlerinin 1 ila 3 saatlerini bilgisayar başında geçiriyorlar. Bu durum ergenlerin yüz yüze kurdukları iletişimi azalttığı gibi kas ve iskelet sistemlerinde bozulma, görme problemleri ve uyku bozuklukları gibi fiziksel sorunlara da sebebiyet verebiliyor. Bilgisayar ve televizyon başında uzun süre oturmanın yol açabileceği bu olumsuz etkiler göz önünde bulundurulduğunda, ailelerin dikkat etmeleri gereken bir takım noktalar gündeme geliyor.
Özellikle hafta sonları arkadaşlarıyla program yapmaları için onları teşvik edin. Arkadaşlarıyla yüz yüze vakit geçiren çocukların iletişim becerileri gelişecek ve böylece daha dışa dönük olacaklardır.
Yaz tatili sürecinde aileler mümkün olduğunca çocuklarını açık havada vakit geçirmeleri için teşvik etmeli, arkadaşlarıyla görüşmeleri için onlara uygun ortam ve fırsatları sağlamalı, ailece geçirdikleri süreyi arttırmalı ve onları sosyalleşebilecekleri bir spor aktivitesine göndermelidirler. Böylece, çocuklarının teknoloji bağımlılıklarının azalmasına ve sosyal ilişkilerinin gelişmesine yardımcı olmuş olacaklardır.
Aileler çocuktaki olumsuz değişiklikleri dikkate almalı, bu olumsuzluğa neden olan kaynağı araştırmalıdır.
Çocuğun tüm duygularını açıkça ifade etmesi için sabırla konuşması beklenmeli, ona cesaret verilmelidir.
Ona güvenildiği gösterilmeli, duygusal acılarına karşı duyarlı olunmalı ve hissettikleri paylaşılmalıdır.
Sınıf içi arkadaşlık ilişkileri gözden geçirilerek, özgüvenini geliştirici spor, sanat gibi etkinliklere yönlendirilmelidir.
En önemlisi de anne baba ya da eğitimci olarak, çocuk yetiştirme tutum ve davranışlarımızı yeniden gözden geçirmeli.
Çocuğunuzda asosyallik eğilimini fark ettiğiniz anda onunla sıklıkla iletişim içinde olmalı ve onu sosyal ortamlarda bulundurmalısınız. Unutmayın ki bu konuda çocuğunuza en büyük yol gösterici sizden başkası olamaz. Çünkü çocuklar doğdukları an itibariyle annelerine karşı güven beslemektedirler.
Psikolog Serpil İLHAN
Çocuk ve Genç Psikoloğu
Çocuk psikolojisi ve psikiyatrisi ile ilgili herşey....
cocukpsikiyatri.net - cocukpsikiyatri.info - cocukpsikiyatri.org