Konversiyon Bozukluğu
Konversiyon Bozukluğu oldukça sık görülen psikiyatrik sorunlardan birtanesidir. Konversiyon Bozukluğu her yaş grubunda ve her iki cinsiyette de görülebilir. Konversiyon Bozukluğu tedavi edilmemesi durumunda bazen kişinin günlük yaşamında belirgin bozulmalara neden olabilen bir sorundur. Aşağıdaki makalede ilk olarak Konversiyon Bozukluğunun tanımından ve Konversiyon Bozukluğunun tarihçesinden bahsedilmiştir. Ayrıca makalede Konversiyon Bozukluğunun nedenleri, Konversiyon Bozukluğunun farklı türleri ve Konversiyon Bozukluğuna neden olabilecek durumları da öğrenmeniz mümkün.
Özellikle Konversiyon Bozukluğu yaşayan bir çocukta erken tanı ve tedavi oldukça önemlidir. Bazen Konversiyon Bozukluğu ayrı bir rahatsızlıktan çok daha ağır farklı bir durumun yansıması olabilir. Konversiyon Bozukluğunda erken tanı ve tedavi Konversiyon Bozukluğunun kronikleşmemesini sağlayacaktır. Konversiyon Bozukluğu, altta yatan organik bir neden bulunmaksızın ortaya çıkan, bayılma, felç olma ve duyu kaybı gibi nörolojik belirtilerdir. Hastalar sorunlarının ruhsal olduğunun farkında değildir ve istemli olarak bu belirtileri kontrol edemezler, yani belirtiler bilinçli olarak ortaya çıkmaz. Konversiyon Bozukluğu çok eski çağlardan beri bilinmektedir.
Halk dilinde histeri olarak geçer. MÖ. 400 yıllarında Mısırlılarda bu hastalığın belirtileri tanımlanmış ve nedeninin beden içinde dolaşan rahim olduğu ileri sürülmüştür. Konversiyon terimini ilk kullanan Freud’dur. Freud’a göre bilinç dışında bastırılmış ve rahatsızlık veren düşünceler döndürme mekanizmasını kullanmak suretiyle bu hastalığa neden olmaktadır. Bu hastalık kişinin ruhsal sıkıntısının beden diliyle ifade edilmesi olarak ta yorumlanabilir. Farklı araştırma sonuçlarına göre kadınlarda erkeklere göre 2-10 kat daha çok görülmektedir.
“Konversiyon” aslında psikolojik bir savunma mekanizmasıdır. Savunma mekanizmaları, ruhsal yapımızı iç çatışmalarımızın yarattığı olumsuz sonuçlardan (kaygı gibi) korumayı amaçlarlar. Egonun bir işlevi olan savunma mekanizmaları bilinçdışı süreçlerdir, yani bu savunmaları kullanırız ama bunun farkında olmayız. Öte yandan bu “koruma” gerçekleşirken bazı olumsuz sonuçlar da ortaya çıkabilir. Ama bu sonuçlar asıl ruhsal çatışmalara göre daha az zararlı oldukları için diğerlerine tercih edilir.Konversiyon savunma mekanizmasında, akut ya da kronik bir psikososyal stres faktörüne maruz kalan bireyde nörolojik belirtiler ortaya çıkar. Ancak aslında bireyde bu nörolojik belirtiye neden olacak nörolojik bir hastalık yoktur. Örneğin, eşinden sık sık hakaret, küfür işiten ve bunlara karşı kendini koruyamayan bir kadın bayılmaya başlar. Aslında burada olan şey, bu kötü sözlerin kadının benliğine ciddi zararlar vermesi, onun kendini değersiz, çaresiz hissetmesine neden olmasıdır. Hasta, bu durumun yarattığı olumsuz ruh halinden, bayılarak, geçici olarak bilinç kaybı yaşayarak, yani o sözleri artık duymayacak hale gelerek bir nevi kaçmış olur. Böyle bakıldığında bayılma her ne kadar kötü bir durum olsa da burada kadının ruhsal olarak daha fazla zedelenmesinin önüne geçerek koruyucu bir işlev görmüştür.
Konversiyon Bozukluğunun En sık görülen belirtiler şunlardır:
- Bayılma, sara benzeri nöbet geçirme: genelde kalabalığın olduğu yerlerde bayılma görülür. Hastalar tek başına iken bayılma pek olmaz. Bayıma sırasında kendini yaralama ve bilinç kaybı pek görülmez. Bayılma genelde uzun sürelidir. Hasta çevrede olanları duyduğunu ancak yanıt veremediğini, tüm bedenini felç olmuş gibi hissettiğini belirtir. Hastalar genelde ağlayarak kendine gelir. Kendine gelirken saldırgan davranışlarda bulunma saçını, yüzünü yolma gibi taşkınlık belirtileri görülebilir.
- Bedenin herhangi bir yerinde uyuşma veya hiçbir şey hissedememe genelde kol ve bacakta görülür. Nörolojik muayenede organik bir neden bulunamaz ve uyuşan bölge nörolojik kökenli duyu kayıplarından farklıdır. Körlük, sıklıkla tek gözün görmemesi, iki gözde körlük, tek gözde tüp şeklinde görme bozukluğu olabilir. Göz muayenesi normaldir.
- Konuşamama, hastalar kısık sesle konuşabilir. Konuşamamayı açıklayacak organik bir neden bulunamaz.
- Bedenin herhangi bir yerinin hareketinde azalma veya tamamıyla felç olması (kol, bacak veya tüm bedenin felç olması olabilir, hasta bedenin herhangi bir yerinde kuvvet azlığından yakınır. Kuvvet azlığı veya kaybı genelde kol ve bacaklardadır. Nörolojik muayenede kuvvet azlığını açıklayacak bir bulguya rastlanmaz. Bazen felç bir koldan diğerine geçip yer değiştirebilir.
- Bedenin herhangi bir yerinde titreme (tremor) veya istemsiz beden hareketleri görülebilir. Bu hareketlerin nörolojik kökenli hareket bozukluklarından ayrılması gerekir.
- Duruş bozuklukları, hastalar ayakta duramaz ve yürüyemezler, özellikle izlendiklerini anladıklarında belirtilerde artma görülür. Bazen duruş ve yürüyüşün normale döndüğü sonra tekrar bozulduğu görülebilir.