Konversiyon ile ilgili bilinmesi gereken önemli noktalardan biri –genel kanının aksine- bireyin nörolojik belirtileri bilerek, farkında olarak ve isteyerek yapmıyor olduğudur. Bu tamamen bilinçdışında işleyen bir süreçtir, kişinin bilinçli kontrolü dışında gelişir.
Konversiyon Bozukluğu, bu savunma mekanizmasının çok sık kullanılması ve artık bunun sonuçlarının daha sorunlu hale gelmesi durumudur. Günde beş kez bayılan birinin elbette yaşam kalitesi ve işlevselliği bozulacaktır. Bu durumda aslında bir noktaya kadar koruyucu olan bu mekanizma hastalık haline gelir. Konversiyon Bozukluğunun belirtileri çok çeşitlidir, herhangi bir nörolojik işlev ile ilgili olabilir. Örneğin, körlük, sağırlık, kolun ya da bacağın tutmaması, konuşamama, sesin çıkmaması, yürüyememe-dengesiz yürüme, baş-boyun bölgesi kaslarında kasılmalar, tikler gibi.
Hemen her Konversiyon Bozukluğu vakasında görünür bir psikososyal stres faktörü vardır. Bu olumsuz yaşam olayı uzun zaman önce olmuş ama etkileri halen süren bir olay olabileceği gibi yeni yaşanmış ya da yaşanmakta olan bir durum da olabilir.
Konversiyon Bozukluğunun tipleri nelerdir?
1 - Motor (hareket ve kas kuvveti gerektiren işlevler ) şikayetler ya da eksikliklerle seyreden tip: Denge bozukluğu, kol- bacakta güç kaybı, felç olmuş gibi hareket ettirememe, yutma güçlüğü, boğazda tıkayıcı bir kitle hissi, ses çıkaramama, idrar yapamama gibi yakınmalardan biri ya da daha çoğu vardır.
2 - Duyulara ait yakınma ve işlev azalmaları ile seyreden tip: Dokunma duyusu kaybı ya da ağrı hissetmeme, çift görme, hiç bir şey görememe, duymama ve halüsinasyon yaşantıları.
3 - Katılma ya da epilepsi (sara) hastaları gibi kasılma nöbetleri ile seyreden tip.
4 - Karışım tipi: Yukarıda sayılan tiplerin bir arada olduğu sekil.
Bu rahatsızlığın tanısının konmadan önce yakınmalara yol açabilecek diğer vücutsal hastalık ya da sebepleri dışlamak için gerekli muayene ve laboratuar tetkikleri yapılmalıdır.
Konversiyon Bozukluğunda Ne yapılmalı?
Hastalar sıklıkla stres yaratan bir durumu takiben gelişen bayılma, dil tutulması gibi yakınmalarla acil servislere başvururlar. Bu yakınmalarla başvuran hastalarda belirtiler aksi ispat edilene kadar nörolojik bir hastalık olarak görülmelidir. Hastanın ayrıntılı öyküsü alınmalı, nörolojik ve fiziksel muayenesi yapılmalı gereken radyolojik ve biyokimya tetkikleri tamamlanmalıdır. Organik bir neden bulunmadığı taktirde ortaya çıkarıcı stresör öyküsü ile birleştirerek psikiyatri hekimine danışılmalıdır. Organik bir hastalık bulunmadığında psikiyatrik hastalık olduğu düşünülüyorsa tedavisi acil değildir. Acil serviste psikiyatrik tedavi bu hastalar için söz konusu değildir. Tedavi atağı takiben poliklinik şartlarında gerçekleştirilir. Bu hastalarda hastalığın pekişmesini önlemek amacıyla ailenin ve çevrenin dikkat etmesi gereken bazı noktalar vardır. Kişinin iradesi dışında gelişen bu hastalık hastaya bazı kazançlar getirmektedir. Hasta bu hastalık sayesinde yapması gereken bazı yükümlülüklerden kurtulabilmekte veya bazı haklar elde edebilmektedir. Bu tür kazançlar hastalığın pekişmesine, tekrarlamasına sebep olmaktadır. Bu da tedaviyi güçleştirmektedir. Yapılması gereken hastaya hastalığı nedeniyle bazı haklar tanımamak ve hastalık öncesi nasıl davranılıyorsa aynı tutumu devam ettirmektir. Stres sonrası bayılan ve bunun psikolojik kökenli bayılma olduğu doktor tarafından onaylanan bir hasta aile ortamında bayıldığında onu sakin bir odaya alıp yalnız bırakmak hastaya daha iyi gelecektir. Tedavinin kısa sürede başarıya ulaşması için ailenin doktorla işbirliği içinde olması şarttır. Değerlendirme sonrası ilaç tedavisi, psikoterapi önerilebilir. Bazı hastalarda belirtiyi yorumlamak ve ortadan kaldırmak amacıyla hipnoz denenebilir. Ancak altta yatan sorun düzeltilmediği sürece bir belirti hipnozla ortadan kalksa da yerini başka bir belirti alacaktır.
Konversiyon Bozukluğunda ortaya çıkan sorunlardan biri de, hastanın hastalık belirtileri ortaya çıktıktan sonra içine girdiği hasta rolünün ve gördüğü hasta muamelesinin hastaya sağladığı ikincil kazançlardır. Örneğin evdeki sorumlulukların üzerinden alınması, “iyi” davranılmaya başlanması gibi. Başlangıçta hastanın yararına gibi görünen bu durum, ilerleyen zamanlarda hastalık belirtilerinin ortadan kalkmasını güçleştiren bir engel olacaktır.
Konversiyon Bozukluğunun tek tedavisi psikoterapidir. İlaçların tedavide yeri yoktur, ancak bu duruma ikincil olarak gelişen depresif bozukluk, kaygı bozukluğu gibi ek sorunlar varsa ilaç tedavisi kullanılabilir. Onun dışında hastalık, psikodinamik yönelimli psikoterapi ve destekleyici psikoterapinin ağırlıkta olduğu psikoterapi yöntemleriyle ortadan kaldırılabilir. Stres faktörüne bağlı olarak gerekli durumlarda çift ya da aile terapilerini de kullanmak gerekebilir.
Dr. Genco Usta
Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı
cocukpsikiyatri.org - Ankara
Çocuk psikolojisi ve psikiyatrisi ile ilgili herşey...