Nasıl Mutlu Çocuk Yetiştiririm?
Mutlu bir çocukluk dönemi geçiren bireylerin ileride, özgüveni yüksek, kendine ve başkalarına karşı saygılı olmayı başarabilen bireyler olduğu söylenebilir.
Hayatımız boyunca ne yaşarsak yaşayalım, iyisi ile kötüsü ile her anımızda öz huzurumuzu kaybetmemeliyiz. Çünkü yaşantımız boyunca birçok acı-tatlı, iyi-kötü, güzel-çirkin, sevgi dolu-sevgisiz anlar yaşarız.
Dünyaya gelen her çocuk, annesi-babası tarafından yetiştirilemiyor maalesef. Bu yazı çocuk yetiştiren tüm bireyler için yol gösterici olması amacıyla kaleme alınmıştır.
Çok iyi anne – baba olmak” kaygısı hisseden ebeveynler çocukla sorun yaşayabilirler. Çocukla birlikte yaşarken güvenlik, sevgi ve iletişim dışında hiç bir konuda mükemmel tutum sergilemek beklenmemeli. Kendi becerilerinden mükemmellik bekleyen ebeveyn, çocuğa da bu beklentisini yansıtır.Mükemmeliyetçi yaklaşım, anne ve babayı yıprattığı gibi çocuğun duygusal gelişimine de zarar verir.
Şakalaşma
Neşelenin! Çocuğunuzla şakalaşmak, sosyal başarı için kendisini hazırlamasına yardım eder Ebeveynler şaka ya da taklit yaptığında, çocuklarına yaratıcı düşünmek ve stresle başa çıkmak için zemin hazırlanır.
Olumlu olun
Bunda şaşıracak bir şey yok, çocuklarına olumsuz düşünceler ve duygularla yaklaşan ebeveynlerin, çocuklarının saldırgan olması son derece normal. 5 yaşındayken ortaya çıkan saldırgan davranışlar, yetişkinlikte görülen davranışlarla bağlantılıdır. Elinizden geldiğince, olumlu ve ılımlı olmaya çalışın.
Öz duyarlılığı teşvik edin
Araştırmalara göre, öz duyarlılık çok önemli bir hayat becerisidir ve insanların zorluklara karşı göğüs germesine yardım eder. Öz duyarlılık, farkındalıkla, düşüncelerin yönetimiyle ve duyguların özgür bırakılmasıyla gelişir. Ebeveynler, çocuk büyütürken karşılaştıkları zorluklara öz duyarlılıkla yaklaşmalı ve çocuklarına örnek olmalıdır.
Tutarsız tepkiler ‘sınır’ sorunu yaratıyor
Anne – babanın olaylar karşısında birbirlerinden farklı ya da kendi içlerinde tutarsız tepkileri çocuğun sınır sorunu yaşamasına neden olabilir. Çocuğun istek ve tepkilerine gösterilen anne baba tutumundaki farklılık aile üyeleri arasındaki iletişimi de olumsuz etkiyor.
Koruyucu tutum başarı hissini engelleyebilir
Güvenlik adına çocuğa “aşırı koruyucu” yaklaşan ebeveynler, çocuklarının öncelikle kendine güven olmak üzere gelişim becerilerinin kazanılmasını geciktirebilirler. Çocuklar, bebeklikten itibaren pek çok yaşantıyı kendi başlarına deneyimlemediklerinde başarı duygusunu tadamıyorlar
Her isteği yerine getirmek iyi aile olmak demek değil
Çocuğun her isteğini her zaman yerine getiren ebeveynler sınırlarını öğrenemeyen çocuklar yetiştirir. Çocukların davranışlarını, kendileri ve çevrelerine göre düzenlemeyi öğrenmeleri gerekiyor. Sabırlı olmak, saygı duymak ve empati kurmak önce aile içinde öğrenilir.
TUTARLI OLUN
Tutarlılık; herkesin kendisi için istediği ama çoğu zaman karşısındakine uygulayamadığı bir kavramdır. Çocukların yetiştirildiği ortamda olması gereken en önemli davranış biçimi tutarlılıktır. Doğru rol model olabilmek; sözlerimizle davranışlarımızın birbirine örtüşmesi ile mümkün olur. Sürekli paylaşmanın olmazsa olmaz olduğunu konuşan bir babanın acil bir durumda ihtiyacı olan arkadaşına arabasını vermemesi tutarsızlığın en basit örneğidir.
SEVGİNİZİ DOĞRU GÖSTERİN
Kuşkusuz her anne-baba çocuğunu çok sever. Önemli olan bunu doğru biçimde göstermek ve sevginin koşulsuz olduğunu öğretmektir. Koşullar ve istekler üzerine kurulmuş sevgi ilişkileri, hem karşılıklı güven sorgulamasına açıktır hem de temel olarak değersizlik hissi yaşatır. Her birey koşulsuz sevildiği zaman mutludur ve koşulsuz sevmeyi öğrendiği zaman huzurludur.
YAPABİLECEĞİ İŞLERİ ELİNDEN ALMAYIN
Çocuklar hangi yaş grubunda olursa olsun işe yaradığını hissetmek ister ve bu duygu var olma güdülerini güçlendirir; yeterlilik hissini pekiştirir. Merdivenden çıkmak, masa hazırlamak, kapıyı açmak ve bunun gibi her yaş grubuna uygun birtakım fiziksel eylemleri gerçekleştirmesine izin vermek, çocuğunuzun özgüvenini pekiştirir ve başarma duygusunu tatmasını sağlar. Bu duyguyu çocuğunuzun elinden almayın.
REKABETİ DEĞİL İŞBİRLİĞİNİ ÖĞRETİN
Rekabetçi yaklaşım her birey için uygun değildir. Herkeste aynı etkiyi göstermez.Ama işbirliği duygusu, bütünleştirici, öğretici ve içinde saygı barındıran bir duygudur. Takım sporları, grup çalışmaları, birlikte oynadığınız oyunlar, okul projeleri gibi faaliyetlerde birleştirici ve tamamlayıcı yaklaşımda bulunmayı tercih edin.
SAYGIYI ÖĞRETİN
Bireyin sahip olması gereken temel duygulardan biri de; kendisine ve başkalarına saygı duymasıdır. Çocuklarımıza bu durumu ancak davranışlarımızla gösterebiliriz. Onlar bizim aynamızdır. Ne konuştuğumuza değil nasıl davrandığımıza bakarlar ve bu şekilde kendilerini yönlendirirler. Eşimize, arkadaşlarımıza gösterdiğimiz saygı onlar için yol gösterici olur.
Başarı baskısı tehlikeli olabilir!
Çocuğun duygularını göz ardı ederek, yüksek beklentiyle başarıya odaklı baskıcı – otoriter tutumlar, çocuğun duygusal gelişimini olumsuz etkiler ve çatışmaları artırır. Beklenti ve hedefler, çocuğun gelişimi ve duygusal durumu ile birlikte ele alınmalı. Duyguların yok sayılması öfke duygusunun artmasına yol açar.
MUKEMMEL DİYE BİŞEY YOKTUR
Mükemmel olmasını istemek çocuğa zarar verir. Kimse mükemmel değildir. Sizler de değilsiniz. Eksiklerimizi ve yapamadıklarımızı çocukların tamamlamasını istemek ve zorlamak mutsuz birey yetiştirmek için yapılan bilinçsiz davranışlardır.
GEÇMİŞTE YAŞAMAK VE YAŞATMAK
Sürekli yaşanmışlıklardan bahsetmek, yaşanan olumsuzlukları durmadan dillendirmek, yaptığı hataları affetmemek ve sürekli hatırlatmak çocuklarınızın sizden uzaklaşmasına ve onları anlayacak başka birilerini aramaya iter. Bunun yerine, affedin, dinleyin ve geçmişte yaşamayı bırakın.
ÖNEMLİ HİSSETTİRİN
Hepimiz sevdiğimiz kişiler tarafından değerli olduğumuzu hissetmek ve bilmek isteriz. Çocuklarımıza değerli olduklarını maddi temellerle gösteremeyiz. Bu, sadece onların değerli olma algısını tamamen yanlış şekillendirmiş olmakla kalmaz; aynı zamanda mutluluğun temelini paraya dayandırmış oluruz. Önemli hissetmek için sizin güzel sözleriniz ve davranışlarınız yeterlidir.
KIYASLAMAYIN
Kıyaslanmaktan hoşlanan birey yoktur. Hoşunuza gitmeyen, rencide edici ve özgüven kırıcı bu davranışı çocuklarınıza uygulamayın. Herkes dünyaya farklı parmak iziyle gelirken okulda aldığı notlar, sosyal ve fiziksel becerileri yüzünden kıyaslanmayı hak etmez. Herkes özeldir. Hepimizin becerileri farklı farklıdır. Mutsuz çocuk sürekli etrafındaki yaşıtlarıyla kıyaslanan çocuktur; unutmayın!
Psikolog Serpil İLHAN
Çocuk ve Genç Psikoloğu
cocukpsikiyatri.org - Ankara
Çocuk psikolojisi ve psikiyatrisi ile ilgili herşey....